Çarşamba günlerinin üç ayrı insan modeli var artık,
Kuzey Güney izleyenler, Muhteşem Yüzyıl izleyenler ve hiçbirini izlemeyenler.
Kuzey Güney izleyen kitle nasıl oluyorsa daha çok erkekler, bunu anlamak zor. Bir tarafta harem var ama adam kuzeyin boks sahnesinden hoşlanıyor.Bir de anlamadığım Kuzey Güney'de adamlar her gün içiyorlar, gece kulüplerindeler falan ama sabah işe gidiyorlar ve nasıl sağlamsa cüzdanları da bünyeleri de sarsılmıyor.
Biz olsak ağzımız yüzümüz dağılmış şekilde akşama doğru ayılırız...
Muhteşem Yüzyıl izleyenlerse daha çok ev hanımları ve genç kızlar. Bunun da ilginç yanı, çoğunun Kıvanç Tatlıtuğ hayranı olmasına rağmen gözlerini kırpmadan hürrem çıkacak diye beklemeleri.
Ha bir de arada kalanlar var benim gibi. Reklam arasında Kuzey Güney, görünürde Muhteşem Yüzyıl izlerken bilgisayara odaklanıp ikisini de siktir edenler.
Evet, son sahneyi hiçbir zaman izleyemeyip haftaya özetini izleyeceğimi düşünüyorum. Son reklam arası ayrıca o kadar uzun ki! Kim sabreder Allah aşkına. Starın dizi tanıtımlarında da yana sözcükleri yazması çok komik...
Hiçbir dizi izlemeyenlerse eli öpülesi... onlar ki izlemedikleri dizilerdeki hataları bulanlar, onlar ki ben dizi izlemiyorum yeaa diyip kültür abidesi elçilerimiz, onlar ki can ciğer.
Bir de kendini kanıtlamak için ikide bir twit atıp durum güncellerler. Seviyoruz onları, kabulleniyoruz.
'Ulan ninem bile izliyor yapma yahu' demek içimizden gelse de kendilerini gizli tutmak adına verdikleri çabayı takdir ediyoruz.
Çarşamba günlerini hep sevmişimdir demeyeceğim. Gayet boktan birgün. Haftanın ortası bir kere. eğer hafta ortasına kadar çalışıyorsanız o ayrı. Eğlenmeye gitsen gidilmez,
ertesi gün illa işin vardır ve o moralle alışverişe çıkacağım cumartesi gününün bile hayalini kurmaya hakkım yoktur.
ki zaten o alışveriş günü olan cumartesi de ayda bir yaşanır. Şu an için aramızda dağlar yollar bir de havadaki nem var. Evet aşk kokusu değil bu bildiğin nem ve rutubet.
Neyse, çarşambalar kötüdür, kakadır .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder